"Dram" Kategorisinde Öneriler

(+35) Kişi oy verdi. Bu filme oy vermek ister misiniz?

Mr Morgan’s Last Love – Son Aşk (2013)

Ben biraz takıntılı biriyimdir. Beğendiğim bir filmi defalarca seyretme potansiyeline sahibim. Bu fotografda o filmlerden birine ait Mr morgan’s last love .. Evet Mr. Morgan gayet güzel bir adam şöyle bir bakınca peki ya içinde kopan fırtınalar.. Eğer vaktinizi pişman olmadan ve yatağınız da ağlayarak ya da sorgulayarak geçirmek isterseniz bu film tam size göre. Oyunculuklar harika diye profesyonel bir yorumda bulunamam ama bana sorarsanız oyunculuklar harika :) Filmde geçen bir diyalog : neden hayatı sevmeyi bıraktın? – hayatı sadece kendi başına sevemezsin ki....
(+35) Kişi oy verdi. Bu filme oy vermek ister misiniz?

In The Name Of The Father – Babam İçin (1993)

Yanlış mekan, yanlış zaman tanımı bu film için söylenmiş olmalı. In The Name Of The Father filmi, 1974 Guildford bombalamasından sorumlu tutulan Gerry Conlon’un hayatını konu alıyor. Karaktere hayat veren Daniel Day-Lewis ve “Şurada öyle olabilir miydi/şöyle oynayabilir miydi?” cümlelerini telaffuz etmeyeceğiniz bir performans sergiliyor. İrlandalı Gerry Conlon 70’li yıllarda İngiltere’ye gelir ve hiç ilgisi olmadığı hâlde Guildford bombolamasını yapan kişi olarak beraberinde babası ve birkaç arkadaşıyla birlikte tutuklanır. İngiltere’nin insan hakları ve adalet anlayışı yönünden ne kadar basit kaldığına dişleri sıka sıka şahit oluyoruz....
(+34) Kişi oy verdi. Bu filme oy vermek ister misiniz?

La Migliore Offerta – En İyi Teklif (2013)

Virgil Oldman, küçüklüğünden beri sanatla ilgilenen İtalya’ da müzayede şirketine sahip biridir. 16. 17. ve 18. yy’ daki sanat eserleri üzerine uzmanlaşan Virgil bu camiada büyük saygı duyulan bir isimdir. Karakteristik özelliklerine bakarsak da Virgil son derece disiplinli, insanlarla iletişimi genelde ciddi ve zorunlu olmadıkça uzak duracak şekildedir. Kendini işine adamış hayatında hiçbir kadınla beraber olmamış Virgil’ in tek hobisi son derece değerli bayan portlerini biriktirmektir. Bunu da Billy adlı arkadaşıyla beraber müzayedelerde hile yaparak değerli tabloları çok daha ucuza koleksiyonuna katar. Virgil’ e...
(+33) Kişi oy verdi. Bu filme oy vermek ister misiniz?

Saving Mr. Banks – Mr. Banks (2013)

Walt Disney, kızlarına verdiği sözden dolayı Mary Poppins adlı kitabı filme uyarlamak istiyordur. Bu filmin hem çocuklara hem de yetişkinlere ilham kaynağı olabileceğini umut dağıtabileceğini düşünüyordur. Bu yüzden kitabın yazarı P.L. Travers ile bu konuda görüşmek ister ama Travers bu kitap hakkında çok korumacıdır. Walt’ un onu çizgi filmlerinden birine dönüştüreceğinden korkuyordur bu yüzden bu teklifi kabul etmez. Walt 20 yıl boyunca her sene teklifini yineler ve red cevabı alır. En sonunda kabul etmek zorunda kalan Travers senaryoyu hazırlama sırasında yanlarında bulunmak ister ve...
(+32) Kişi oy verdi. Bu filme oy vermek ister misiniz?

Goodbye Lenin – Elveda Lenin (2003)

Doğu Almanya’ da yaşayan Alex’ in annesinin kalp krizi geçirerek komaya girmesinden sonra hayatı tamamen değişir. Alex’in annesi Christiane, eşinin kendisini terk edip Batı Almanya’ ya yerleşmesinden sonra psikolojik bir travmayı atlatır ve tüm aşkını sevgisini yaşadığı Doğu Almanya’ ya ve sosyalist rejime adar. Bu sisteme böylesine bağlıyken kalp krizi geçirip 8 ay komada kaldıktan sonra uyandığında kendisini çok farklı bir dünya bekliyordur. Bu süre zarfında Berlin duvarı yıkılmış ve kapitalizm Doğu Almaya’da da kendisini göstermeye başlamıştır. Doktorunun heyecandan ve büyük bir şoktan uzak...
(+31) Kişi oy verdi. Bu filme oy vermek ister misiniz?

Clown – Palyaço (2014)

Palyaçolar neredeyse hepimizin korkulu rüyası olmuştur. Laf aramızda görsem hala bir ürperirim :) filmimizde ki palyaço biraz farklı tabi.. aslında burdaki olay palyaço değil kostüm. evet malesef kulağa çok trajikomik geliyor. Küçük oğluna doğum gününde sürpriz yapmak için palyaço kostümü giyen babamız amacına ulaşmıştır ama işler hayal ettiği gibi olmaz ve o kostüm yavaş yavaş bedenini ele geçirmeye şeytani bir yaratığa dönüşüp çevresindekilere zarar vermeye başlar. korku dozu oldukça iyi düzeydeydi fakat gerilim için aynısını söyleyemeyeceğim. daha iyi olabilirdi çünkü konu çok orijinal ve...
(+31) Kişi oy verdi. Bu filme oy vermek ister misiniz?

Finding Neverland – Düşler Ülkesi (2004)

Finding Neverland çok bilinmeyen bir film değil bir çok kişinin izlediğini düşünüyorum ama ben bu filmi izlemeyi uzun bir süre erteledim. Bazen olur ya bazı filmleri açamazsın bir türlü, araya bir şey girer ya da film sana çok çekici gelmez. Bu film için bende de öyle bir önyargı vardı. İşte en zevk aldığım filmlerde beni böyle yanıltanlar oluyor. Bu filmin içinde komedi deseniz çok tatlısından, dram deseniz öyle olayları abartarak duyguları sömüreninden değil en doğal şekliyle vardı. Filmle beraber bende hayal gücümün derinliklerini keşfettim....
(+31) Kişi oy verdi. Bu filme oy vermek ister misiniz?

The Blind Side – Kör Nokta (2009)

The Blind Side: Evolution of the Game adlı kitaptan uyarlanan filmimiz Micheal Lewis nam-ı diğer Big Mike’ ın NFL’e uzanan yolculuğunun gerçek hikayesidir. Big Mike derslerinde başarısız, sosyal ilişkileri zayıf ve evsiz bir çocukken iyi bir aile tarafından sahiplenilir. Bizde bu iri yarı, sessiz ve cüssesi kadar büyük kalbe sahip çocuğun gelişimine şahit oluyoruz. Açıkçası bu filmi izlemek için çok geç kaldığımı düşünüyorum. Film türü olarak dram yazdığı ve izleyenlerin hep ağladıklarını söylemesinden dolayı içimi karartmaya gerek yok diye izlemeyi hep erteledim. İzledikten sonra...
(+30) Kişi oy verdi. Bu filme oy vermek ister misiniz?

Seven Pounds – Yedi Yaşam (2008)

Gabriele Muccino’nun yönetmenliğini yaptığı film izleyicinin beğenisini kazanmayı başarmış bir dram filmidir. Filmde her şey 7 isimden isimden oluşan bir liste ile başlıyor. Hepsinin tek bir ortak noktası var Ben Thomas. Baştan sona gizemini koruyan olay örgüsü filmin sonlarına doğru çözülüyor. İntiharı düşünecek kadar depresif bir kişi olan Ben Thomas (Will Smith) birbiriyle alakası olmayan yedi kişinin hayatına girerek içinde bulunduğu suçluluk duygusundan kurtulmaya çalışır. Ben’in kefaret planlarından haberdar olmayan bu yedi kişi arasında kalp hastası Emily Posa ile aralarında beklenmedik bir aşk başlar....
(+30) Kişi oy verdi. Bu filme oy vermek ister misiniz?

Starbuck – Benim 533 Çocuğum Var (2012)

“Baba olmak nasıl bir duygu?” Bu soruya verilebilecek cevabı beyaz perdeye bu kadar orjinal bir şekilde yansıtan pek az film vardır eminim. Oyunculuklarıyla, senaryosuyla, müzikleriyle sıcacık bir film. Zaman zaman güldüğümüz, zaman zaman gözyaşlarımıza hakim olamadığımız bu filmde başrolleri Patrick Huard ve Julie LeBreton paylaşıyor. Ana karakterimiz David Wozniak, birgün 533 çocuğun biyolojik babası olduğunu öğreniyor ve her biriyle tek tek gizli kimliğiyle görüşmeye başlıyor ve bize de arkamıza yaslanıp 103 dakika güzel bir vakit geçirmek kalıyor. FRAGMAN...
(+30) Kişi oy verdi. Bu filme oy vermek ister misiniz?

White Collar (2009-2014)

White Collar… Yabancı diziler ile çok içli dışlı olan biri olarak söyleyebilirim ki benim listemde ilk bu dizi ilk 3’e girer. Polisiye dizilere olan sevgim bu dizi ile hat safhaya çıktı. Konu ve oyuncular bu kadar mı muhteşem olur. Gelelim konuya; Neal Caffrey, çok zeki bir suçludur. Onu yakalayan tek FBI ajanı ise Peter Burke’dür. Her şey normal giderken, Neal hapishaneden kaybettiği aşkını bulmak için kaçar. Tekrar yakalaması için Peter’a haber verilir ve Peter biraz araştırmadan sonra Neal’ı yakalar. Ama Neal, yeniden cezaevine dönmek...
WordPress Themes